moonwalker

#3765
Stephen King'in Michael Jackson'a dair anıları

( Bu makale, Entertainment Weekly'nin Michael Jackson anısına çıkardığı özel sayıda Stephen King
tarafından kaleme alınmış. )

"Stephen?... Stephen King?... Ben... eee.. Michael? Michael Jackson?" Bu ses ince, tedirgin,
umutlu, heyecanlı ve afacan. "Ben, aman Tanrım, ben büyük bir hayranınızım!"
Hislerimizin karşılıklı olduğu konusunda kendisini temin ediyorum ama benim için burada en
baskın his afallamak olsa gerek. Yıl 1993, "Stand" adlı mini dizinin setindeyim ve birdenbire
karşı ucunda kendi kendini taçlandırmış Popun Kralının bulunduğu bir telefon veriliyor elime.
Benden istediği, "Ghosts" adında, en korkunç, kesinlikle EN KORKUNÇ muzik videosunu
yazmam. Frankenstein filmleri gibi olacak, diye açıklıyor bana, ama daha korkunç! DEHŞET
VERİCİ! "Stephen", diyor, "bunu kesinlikle yapmalıyız. Dünya şok olacak!"
Elimden gelenin en iyisini yaptım, Michael Jackson olduğu için değil, dünyayı şok
edeceğimiz için değil ama her zaman yeni bir şeyler denemeyi sevdiğim için ve kısa bir
müzikal yazmak benim için yeniydi. O gün bana kısaca açıkladığı kabataslak hikaye,
yakınlarda bir köşkte yaşayan "ucube"nin kasabayı terk etmesini isteyen bir grup halkın -
muhafazakar banliyö halkı, ellerinde meşale taşıyan köylüler değil - etrafında gelişiyordu.
Çünkü çocuklarının bu adamdan kötü bir şekilde etkilendiğini söylüyorlardı. Bu hikaye bana,
ben büyürken ebeveynlerin rock & roll'a karşı olan tutumlarını hatırlattı, ki Ozzy Osbourne ve
Marilyn Manson (kendisi 1995'de "Smells like Children" adlı bir albüm yayınladı) gibi
türünde biraz daha garip görülen örnekleri için hala da var olan tutumdur bu. O sırada Jackson
ve çocuk taciziyle ilgili dedikoduların dolanmaya başladığından haberdar değildim, ama
haberdar olsaydım bile büyük ihtimalle çalışmaya devam ederdim. Eğer ünlüyseniz herkes
sizi her şeyle suçlar; hırsızlıktan, John Lennon'u öldürmeye kadar.
Film için 3 haftalık çekim yapıldı, sonra da 3 yıl boyunca askıya alındı. Belki bir noktada
neden böyle olduğunu biliyordum ama şu anda hatırlamıyorum. Eski dostum (ve "Stand"in
yönetmeni) Mick Garris ilk çekimleri yapan kişiydi. Bir gün, çekim hazırlıkları aşamasında,
koreografi ile ilgili bir konferans görüşmesine katılmıştım ve Michael uyuyakalmıştı. Bir
başka zaman, Michael eşimi arayıp her neredeysem oranın telefon numarasını istemişti. Eşim
numarayı vermiş. Michael beş dakika sonra tekrar aradığında ağlamak üzereymiş. İlk
konuştuklarında elinde kalem olmadığını, numarayı parmağıyla halıya yazmaya çalıştığını
ama sonradan okuyamadığını söylemiş. Eşim numarayı tekrar vermiş. Michael kendisine deli
gibi teşekkür etmiş... ama beni hiç aramadı.
Michael Jackson'ın "Ghosts" videosunun çekimleri, bittiği kadar ani bir şekilde tekrar başladı.
Mick 1996'da Michael'dan gelen telefonu hatırlıyor: "Mick, bu iş olacak! Gerçekleşeceğine
inanmalıyız!" Gerçekleşti de, ama kameranın arkasında Mick yoktu. O sırada "The Shining"in

mini dizi versiyonuyla uğraşıyordu ve yönetmen koltuğunu Stan Winston devraldı. Senaryo
benim ilk yazdığım versiyondan oldukça uzaklaşmıştı ama bunun bir önemi yok. Asıl önemli
olan, videonun Jackson'un kariyerindeki en iyi, en yaratıcı danslardan birini barındıryor
olması. Eğer bakarsanız, Fred Astaire'in neden Jackson için "inanılmaz bir dansçı" dediğini
anlayacaksınız. Evet ben garip biriyim, diyor gözleri, ama elimden geleni yapıyorum ve sizi
mutlu etmek istiyorum. Bu o kadar kötü bir şey mi?
Buradaki hüzün, inanılmaz derecede yeteneğe sahip ama sırf bu yüzden de yetenekleri bir
lütuf olmaktan çıkıp bir yüke dönüşmüş insanlarda sıkça görülen bir şey.
Olağanüstü güzel bir adam olmasına rağmen (ki o muhteşem görüntüsünü sonunda
mahvedecek estetik ameliyatlara büyük ihtimalle bu noktada çoktan başlamıştı), Jackson feci
derecede utangaç ve muhabbet kurması çok zor (bazen imkansız) biriydi, ama o eski videoyu
seyretmek beni hala mutlu ediyor... ve hayır, bu kötü bir şey değil.
Jackson'un mahkemede hiçbir suçtan hüküm giymediğini burada belirtmem gerekir ve arada
bir onunla takılan Mick'e sorduğumda, Jackson'un taciz suçlamalarında kesinlikle masum
olduğu konusundaki inancında ısrarlıydı. Ama iş halkın mahkemesine geldiğinde, "tuhaflıkta"
birinci dereceden suçlu bulundu ve bir perili köşkten diğerine, münzevi bir hayat sürdü. Ta ki
bir tanesinde ölünceye kadar. Garip bir adam. Kayıp bir adam. Ve vefatı söz konusu
olduğunda eşsiz değil. Tıpkı James Dean, Elvis Presley, Kurt Cobain, Heath Ledger ve daha
bir düzine örneğinde olduğu gibi, o sadece binayı çok ama çok erken terk etti.
Çünkü, Tanrım aman Tanrım, bu adamın dansı inanılmazdı.

Çeviri; marla_b

www.mjturkfan.com
long long title how many chars? lets see 123 ok more? yes 60

We have created lots of YouTube videos just so you can achieve [...]

Another post test yes yes yes or no, maybe ni? :-/

The best flat phpBB theme around. Period. Fine craftmanship and [...]

Do you need a super MOD? Well here it is. chew on this

All you need is right here. Content tag, SEO, listing, Pizza and spaghetti [...]

Lasagna on me this time ok? I got plenty of cash

this should be fantastic. but what about links,images, bbcodes etc etc? [...]

Swap-in out addons, use only what you really need!