moonwalker

#3750
Michael ile Haham Rabbi'nin Konuşmaları

https://www.youtube.com/watch?v=sYC87HPNWA0

Haham Shmuley'nin kitabına konu olan ses kayıtlarının çevirisini NBC'nin sitesindeki metni
kullanarak yaptım arkadaşlar.

Rabbi Shmuley: Neden ünlülerle, Hollywood'dan insanlarla
daha çok zaman geçirmiyorsun?
Michael Jackson: Onlar ilgi odağı olmayı seviyorlar ve
benim onlarla hiçbir ortak noktam yok. Klüplere gidip,
sonrasında oturup içki, esrar içmek gibi benim
yapmayacağım çılgınca şeyler yapmak istiyorlar.
Birilerine ihtiyacım vardı. Belki de bu yüzden mankenlerim
vardı. Çünkü insanlara ihtiyacım vardı, herhangi birine, ve
kimsem yoktu, gerçek insanların arasında olamayacak kadar
utangaçtım. Onları seviyorum, gerçek bebekler, çocuklar,
gerçek insanlar gibiler. Sanki insanların olduğu bir
odadaymışım gibi geliyor.

Konuşmalar sırasında Prince Ve Paris'in genelde orada olması ve arada bir konuşmalara
katılmasıyla ilgili bölümde..
Rabbi Shmuley: Kaç yaşındasınız şimdi?
Prince: Üç yaşındayız! (gülüşmeler)
Michael Jackson: Prince ve Paris'e dediğim gibi, "Bunu sana niye aldığımı biliyor musun?"
Onlar da "çünkü beni seviyorsun" diyorlar. "Evet, bu yüzden aldım" diye cevaplıyorum.
Çünkü bunu bilmeleri lazım.
Ben küçükken bir çocuklar günü olsaydı mesela, babama bakıp "Peki baba, Joseph, bugün ne
yapacağız?" diye sorabilseydim, bunun benim için ne kadar anlamlı olabileceğini biliyor
musun? Mesela o da bana "Sinemaya gitmek ister misin?" diye sorsaydı. Bunun benim için
çok büyük anlamı olurdu, Shmuley. (gözyaşlarına hakim olamıyor)
------
Michael Jackson: Daha önce hiç söylemediğim bir şey söyleyeceğim ve bu gerçek, Shmuley.
Sana yalan söylemek için hiçbir sebebim yok. Gerçekleri söylediğimi Tanrı biliyor. Bence
tüm başarım ve şöhretim -- ve bunu istedim. Ben istedim. Çünkü sevilmek istiyordum. Hepsi
bu.

Babasıyla ilgili...

Michael Jackson: Seyircilere bakınca, onun yüzünün böyle olduğunu görürdüm. "Hata
yapmamalıyım yoksa bizi öldürecek" diye düşünürdüm. İnsanın ödünü patlatırdı. Herkes
alkışlarken, o yüzünde "Sakın eline yüzüne bulaştırayım deme" der gibi bir ifadeyle bakardı
ve "Tanrım, gösteriden sonra başım dertte" diye düşünürdüm.
Arabasının geldiğini duyardık. Büyük bir Mercedes kullanıyordu ve çok yavaş sürerdi.
"Joseph geldi, Joseph geldi, çabuk!" Kapılar kapatılır, herkes odasına koşardı.
Bazen gecenin 12'si olurdu ve ben yatağımda uyuyor olurdum. Kapı kilitli olurdu. "Sana beş
saniye veriyorum, eğer kapıyı açmazsan kırarım," derdi. Ve gerçekten kapıyı tekmelemeye
başlardı ve güm! Kapıyı kırardı. "Bugün o kontratı neden imzalamadın?" Ben de
"Bilmiyorum" derdim. "İmzala o zaman. Eğer imzalamazsan başın dertte" derdi.
Rabbi Shmuley: Sen de imzalar mıydın?
Michael Jackson: İmzalamak zorundaydım! Çok kolay fiziksel saldırıya geçebiliyordu.
Elinden geldiğince sert bir şekilde insanı fırlatır ve vurmaya başlardı.
Çok sertti. Vurmaya başladı mı, gerçekten vururdu. Bazen... önce seni çırılçıplak soyardı.
Sonra her yerine yağ sürerdi. Tam bir ayin gibiydi. Seni yağlardı böylece ütünün kordonuyla
vurduğunda, bilirsin... Ve ölüyormuşsun gibi hissederdin, kamçılar yüzüne, sırtına, her yerine
inerdi. Hep annemi duyardım "Yapma Joe! Onları öldüreceksin. Onları öldüreceksin, yapma!"
Kendimi bırakırdım çünkü yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Ve bu yüzden ondan nefret ettim.
Nefret ettim.
Rabbi Shmuley: Onun için sanki bir para makinesiymişsin gibi hissetmeye mi başladın?
Michael Jackson: Evet. Hiç unutmuyorum bir gün "Eğer şarkı söylemeyi bırakırsanız, sizi
reddederim" demişti. Böyle dedi. Bu beni çok incitti. Çocuklara böyle şeyler söylenmez, bunu
hiç unutmadım.
Onun sevgisini hiç hissetmedim. Bana asla dokunmaz, sarılmazdı.
Hiç unutmuyorum anneme, birbirimize şöyle derdik... Janet ve ben otururduk ve ben "Janet,
gözleri kapat" derdim. "Tamam, kapattım" derdi. "Şimdi Joseph'ın bir tabutun içinde
olduğunu hayal et. Ölmüş olduğunu. Üzülür müydün?" derdim. O da "Hayır" derdi. Çocukken
böyle şeyler yapardık. Böyle oyunlar oynardık. Janet "Hayır" derdi. Aynen böyle. Bu kadar
nefret doluyduk.
Michael Jackson: Tanrı babamı kutsasın çünkü bazı harika şeyler de yaptı. Çok zekiydi, bir
dahiydi.
Rabbi Shmuley: Peki bugün onunla ilgili görüşlerin nasıl?
Michael Jackson: Bugün hala babamdan korkarım. Babam odaya girerdi -- Tanrı biliyor ya
doğruyu söylüyorum. Onun olduğu ortamda pek çok kez bayıldığım oldu. Dürüst olmam
gerekirse, bir kez. Bir kez bayıldım. Bulunduğum odaya girdi diye kusardım çünkü çevresine
bir aura yayardı ve mideme bir ağrı girerdi, başımın belada olduğunu bilirdim. Ama şimdi
artık çok farklı. Daha iyi bir baba olmak istiyor. Keşke bunu daha önceden öğrenseydi
diyorum.

Rabbi Shmuley: Öyleyse niye hala korkuyorsun?
Michael Jackson: Çünkü bıraktığı yaralar hala geçmedi. Onun karşısında bir melek gibi
duruyorum, korkuyorum. Bir gün bana "Niye benden korkuyorsun?" diye sordu. Cevap
veremedim. Tek düşündüğüm "Joseph, bana neler yaptığını biliyor musun? Bana ne yaptığını
biliyor musun?"
Michael Jackson: Çok iyi bir sanatçı olmalıydım ki, sevgi görebileyim.
Rabbi Shmuley: Yani büyük bir yıldız olup, çok başarılı olup dünya tarafından sevilirsen,
babanın da seni seveceğini düşündün öyle mi?
Michael Jackson: Mmhımm.
Rabbi Shmuley: Bu şekilde onu değiştirebileceğini düşündün.
Michael Jackson: Mmhmm. Değiştirebileceğimi umdum, başka insanların beni sevmesini
umdum. Buna gerçekten çok ihtiyacım vardı.

Irk ayrımcılığı üzerine...
Michael Jackson: Belafonte, Sammy, Nat King Cole örnekleri var. İnsanlar onların müziğini
sevdi ama onları bu kadar övüp, karşılarında ağlamadı. Buzları ilk kıran, kalıpların dışına ilk
çıkan bendim. Beyaz kızların, İskoç, İrlandalı kızların "Sana aşığım!" diye çığlık attığı ilk
bendim. Bu da "beyaz" basının hoşuna gitmedi, hikayeler bu yüzden başladı. "O garip. O
eşcinsel. Oksijen çadırında uyuyor. Fil Adam'ın kemiklerini almak istiyor." İnsanları bana
karşı dolduracak ne bulabilirlerse söylediler. Ellerinden geleni yaptılar.
Annem Mercedes'iyle Encino'daki evimin hemen bir blok ötesindeki marketten çıkıyormuş.
Arabasındaki beyaz bir adam ona "Afrika'ya geri dön pis zenci!" diye bağırmış. Aynen bu

şekilde. Bunun annemin başına gelmesi beni çok üzdü. Ya da mesela kardeşlerimin Rolls-
Royce'larından inip kapıyı kilitledikten sonra tekrar arabaya döndüklerinde anahtarı

bulmaları. Oradan geçen birileri arabayı çizmiş.
Rabbi Shmuley: Siyahi birine ait olduğu için mi?
Michael Jackson: Siyahi biri Rolls Royce kullanıyor diye. Bu konudaki her şeyden nefret
ediyorum çünkü bir insanın ten renginin karakterinin özüyle hiçbir alakası yoktur.

Dünyayı daha iyi bir yer haline getirme üzerine şarkılar yaptığı halde, yine de basının
yakasını bırakmaması üzerine...
Michael Jackson: Tüm dünyada bir iyi niyet elçisi oldum, bir mesaj yaydım, bu büyük
dünyayı saran tüm milletler bir anlaşma yapıp dünyayı iyileştirdiler mi? Benim anlamadığım

sadece seks ile ilgili şarkı söylemek: "Seninle jakuziye girip, her yerine masaj yapmak
istiyorum" ama basında tuhaf olmakla suçlanıp hırpalanan ben oluyorum.
Basın elinde bıçaklarla bekliyor, gerçekten...
Rabbi Shmuley: Başarısız olmanı mı bekliyorlar?
Michael Jackson: Kesinlikle. Sonra da beni lime lime etmeye çalışıyorlar. Eğer tüm
zamanların en çok satan sanatçısıysan, rekorlar kırmışsan, bekliyorlar. Artık bir hedefsin.
Alaşağı etmek için, anlıyor musun?
Michael Jackson: Konserlerime gitmek dini bir deneyim gibi. Çünkü konserden çıkarken
artık o içeri giren kişiden farklı biri oluyorsun.

Görüntüsü üzerine...

Michael Jackson: Bunu bilgisayarda gördüm, gördüğümde midem bulandı.**
Rabbi Shmuley: Neden?
Michael Jackson: Kertenkele gibi görünüyorum, korkunç görünüyorum. Beğenmiyorum ve
asla da beğenmedim. Bu yüzden keşke asla fotoğrafım çekilemese, keşke görülmesem diye
düşünüyorum ve o gittiğimiz yerlere gidebilmek için kendimi zorlamam gerekiyor.
Yaşlı görünmek istemiyorum. İnsanların yaşlandığını görmekten nefret ediyorum, Shmuley.

Yeme alışkanlıkları ve Dangerous turnesi sırasında Elizabeth Taylor'un müdahele etmek
zorunda kalmasına ilişkin...
Michael Jackson: Yemek yemiyordum. O da kaşığı alıp ağzıma besledi.
Rabbi Shmuley: Gerçekten mi?
Michael Jackson: Eğer gerçekten moralim bozulur ya da incinirsem, yemek yemiyorum. Ta
ki bayılıncaya kadar. O zaman damardan vermek zorunda kalıyorlar çünkü vücudum işlemez
hale geliyor, yemek yemiyorum.
Rabbi Shmuley: Peki sana azmetme gücünü ne verdi?
Michael Jackson: Çocuklara olan inancım. Gençlere inanmak. Tanrı'nın bunu bana
vermesinin bir sebebi olduğuna, bebeklerime yardım etmek için olduğuna inanmak.

Çocuk kalmaya ilişkin...
Michael Jackson: Peter Pan gibi asla büyümeyen bir çocuk olarak tekrar dünyaya gelmek
isterdim.

27 yaşında hala anne ve babasıyla yaşamasına ilişkin...
Michael Jackson: Hala küçük bir çocuk olduğumu düşünüyordum. Daha ayrılmamın vakti
gelmemişti. Ben hala çocuğum diyordum. Daha evden ayrılmamam lazım. Gerçekten
yüreğimde böyle hissediyordum.
Bütün çocuklardaki güzelliği görüyorum. Benim için hepsi çok güzel. Çok güzeller ve hepsini
eşit derecede seviyorum.
Sinemada ya da bir mağazada oluyorum ve eğer birinin çocuğuyla tartıştığını duyarsam
ağlamaya başlıyorum. Çünkü bana da küçükken böyle davranılmıştı. O anda gücümü
kaybedip, titremeye, ağlamaya başlıyorum. Buna katlanamıyorum. Çok zor geliyor.
Çocukların gözlerinde gördüğüm o mutluluk, o neşe. Onlar benim hayatımı kurtardı, ben de
karşılığını vermek istiyorum [ağlamaya başlıyor]. Beni onlar kurtardı, Shmuley. Ciddiyim.
Rabbi Shmuley: Tanrı'nın sana bir iyileştirme gücü verdiğini mi hissediyorsun?
Michael Jackson: Evet. Ve çocukların bu sevgi yağmuruyla yıkandığını gördüm. Bana
sadece dokunmak, sarılmak, sadece tutunup, ağlayarak asla bırakmamak istiyorlar. Ve anneler
bebeklerini alıp benim kollarıma veriyorlar. "Bebeğime dokun, tut onu, bebeğime dokun,
bebeğime dokun."

Daha sonra kendisine cinsel taciz davası açacak olan Gavin Arvizo'yla ilgili...
Michael Jackson: Ne zaman onunla konuşsam, kendini daha iyi hissediyor.
Rabbi Shmuley: Yani sadece onunla konuşmuyorsun, onu iyileştiriyorsun da, öyle mi?
Michael Jackson: Onu iyileştirdiğimi biliyorum. "Sana ihtiyacım var Michael" diyor. Sonra
da bana "baba" diyor. Ben de ona "Bana böyle seslenmenin sorun olup olmadığını babana
sorsan iyi olur" diyorum." "Baba, Michael'a baba diyebilir miyim?" diye sesleniyor. [gülüyor]
O da, "Tabi, sorun değil, nasıl istersen," diyor [gülüyor]. Çocuklar bunu hep yapıyor ve ben
anne babalarının kıskanmalarını istemiyorum ama bazen oluyor ve babaları garip bir şekilde
rahatsız ediyor. Çocuklar benim kişiliğime aşık oluyorlar. Bazen bunun başıma dert açtığı
oluyor ama ben sadece yardım etmek için oradayım.

Hitler'e ilişkin...
Rabbi Shmuley: Eğer Hitler ile yüz yüze gelsen, onu....
Michael Jackson: Kesinlikle.
Rabbi Shmuley: Gerçekten Hitler'i değiştirebileceğini düşünüyor musun?
Michael Jackson: Evet.
Rabbi Shmuley: Bir şekilde içinde iyilik bularak mı?
Michael Jackson: Evet, bence başarabilirdim. Gerçekten. Bence kimse onunla konuşmamış.
Söylemekten nefret ediyorum ama -- dalkavuklar. Ama dalkavuklarmış işte. Hitler'in istediği
buydu, onlar da öyle davrandı.

Kadınlara ilişkin...
Michael Jackson: [Annem] gibi birini tanımadım, o Rahibe Theresa gibi. Böyle çok az insan
var.
Kadınlar erkekleri mutsuz edecek bazı şeyler yapabiliyor. Kardeşlerimde gördüm bunu.
Kardeşlerimin ağladığını, eşleri yüzünden gözyaşları içinde sinirle bahçedeki çimenleri
yolduklarını gördüm.
Lisa Marie evlenmeden önce bana ilk olarak çocuk yapacağımız sözünü vermişti. Bu yüzden
kalbim kırıldı ve devamlı elimde oyuncak bebeklerle dolanıp ağlıyordum, bunu bu kadar çok
istiyordum çünkü.
Michael Jackson: Hayatımda bir kıza hiç çıkma teklif etmedim, onlar bana etmeliler.
Rabbi Shmuley: Gerçekten mi?
Michael Jackson: Evet. Çıkma teklif edemiyorum.
Michael Jackson: Eğlence parkları gibi yerlerde Lady Diana'nın çocuklarını sıraya sokmasını
beğeniyordum. Herkes gibi sıraya giriyorlardı. Bence bu çok güzeldi. O iyi biriydi.
Rabbi Shmuley: Onunla hemen bir bağ kurduğunu hissettin mi?
Michael Jackson: Evet, onu çok sevdim. Evet, o benim tipimde bir kadındı, kesinlikle benim
tipimdi.
Michael Jackson: Tatum'un elini tuttuğumda cenette gibiydim. En büyüleyici şeydi. Onu

öpmekten, her şeyden daha güzeldi. Roxy adında bir klübe gittiğimizi hatırlıyorum, ki ben
klüplere gitmem. Orada oturmuş, sahnedeki grubu dinliyordum ve Tatum masanın altından
elimi tuttuğunda nerdeyse eriyordum.
Rabbi Shmuley: Elini tuttuğunda sevgisini mi hissettin?
Michael Jackson: Havai fişekleri patlamış gibiydi...
Michael Jackson: [Brooke Shields] hayatımın aşklarından biriydi. Sanırım o da beni benim
onu sevdiğim kadar sevdi. Pek çok defa randevulaştık. Pek çok defa birlikte dışarı çıktık.
Resimleri duvarlarımın her yerini kaplıyordu, aynama asılıydı, her yerde. Oscar ödüllerine
Diana Ross ile beraber gitmiştim ve bu kız bana doğru geldi ve "Merhaba, ben Brooke
Shields. Törenden sonraki partiye gidecek misin?" dedi. "Evet" dedim. "Güzel, partide
görüşürüz" dedi. Ardından "Aman Tanrım, odamın her yerinde resimleri olduğunu biliyor
mu?" diyordum. Partiye gittik. Bana geldi ve dedi ki, "Benimle dans eder misin?" Ben de tabi,
"Evet. Seninle dans ederim" dedim. Tanrım, birbirimize numaralarımızı verdik ve o gece hiç
uyumadım, odamda şarkı söyleyip dönüp duruyordum, öyle mutluydum. Harikaydı.
Michael Jackson: Madonna'yla olduğum zamanlarda o, bu kitaplarla çok ilgiliydi, kadınların
duvarlara bağlı olduğu, bu tür değişik şeylerin olduğu kitaplardan kocaman bir kütüphane.
"Fantezi kitapları seviyorum" diyordu. Ben neden bunları görmek isteyeyim ki? Sanırım şok
etkisi yaratmayı seviyor.
Birlikte çıkmadan önce Madonna kuralları koymuştu. "Disneyland'e gitmiyorum, tamam mı?
Bu mümkün değil." Ben de "Disneyland'e gitmeni istemedim ki" dedim. O da “Bir restorana,
sonra da bir striptiz klübüne gideceğiz" dedi. O erkeklerin kızlar gibi giyindikleri striptiz
klüplerine filan gidemezdim. "Oraya gitmeyeceğim” dedim ve sanırım sonra benim hakkımda
basında kötü şeyler yazdı ve ben de onun kötü bir cadı olduğunu söyledim.
Michael Jackson: Sana hayran oluyorlar ve harika olduğunu biliyorlar ama kıskanıyorlar da
çünkü senin yerinde olmak istiyorlar. Ve "M" de onlardan biri. Madonna. O pek.. o nazik
değil --
Rabbi Shmuley: Kıskanıyor mu?
Michael Jackson: Kesinlikle. O bir kadın ve bence onu rahatsız eden de bu. Kadınlar başka
kadınlar için çığlık atmazlar. Erkeklerse kadınlar için çığlık atmayacak kadar soğukkanlılar ve
bunu bana yapıyorlar. Benim için bayılıyor, beni övüyorlar ve adım devamlı anılıyor ama ona
bunlar olmuyor. O bunlara sahip olamıyor.
-----
Michael Jackson: Bir şekilde ortadan kaybolabilmeyi isterdim, insanların beni artık
görememesini.
Yaşlı görünüp, unutkanlaşmaya başlamak istemiyorum. Vücudun işlevini yitirip kırışmaya
başlaması bence çok kötü bir şey.

Rabbi Shmuley: Bu olmadan ölmek mi isterdin?
Michael Jackson: Yaşlanmak istemiyorum.
Rabbi Shmuley: Genç ölmek istemiyorsundur?
Michael Jackson: Bana ilginç bir soru soruyorsun. Cevabımı duymak istediğinden emin
misin?
-----
Michael Jackson: Çocukların olduğu bir yere gömülmek istiyorum. Böylece kendimi daha
güvende hissederdim. Yanımda olmalarını istiyorum. Onların ruhuna ihtiyacım var.
Her zaman genç kalmak, ve koşup en sevdiğim oyunlardan olan saklambaç oynayabilecek
enerjiye sahip olmak istiyorum.
En kötüsünü gördüm, insan halinin, ruhunun kabusu olabilecek, sıradan bir adamın bu şekilde
davranma yeteneği bile olamayacağını düşündüğüm durumları gördüm.
Rabbi Shmuley: Tanrı'ya, dünyaya kızgın değil misin?
Michael Jackson: Kızgın değilim -- büyüleyici buluyorum. Ama canım acıyor. Çok
ağlıyorum.
** Programın bu bölümünde youtube'daki o ünlü "fiziksel dönüşüm" videosunu
gösteriyorlardı. Bilgisayarda gördüğü şey derken ondan bahsediyor.

Çeviri; marla_b
www.mjturkfan.com
long long title how many chars? lets see 123 ok more? yes 60

We have created lots of YouTube videos just so you can achieve [...]

Another post test yes yes yes or no, maybe ni? :-/

The best flat phpBB theme around. Period. Fine craftmanship and [...]

Do you need a super MOD? Well here it is. chew on this

All you need is right here. Content tag, SEO, listing, Pizza and spaghetti [...]

Lasagna on me this time ok? I got plenty of cash

this should be fantastic. but what about links,images, bbcodes etc etc? [...]

Swap-in out addons, use only what you really need!