- 23 Ara 2018, 13:41
#558
Not: Malesef kaynağı bulamadım arşivimden çıktı bu güzel yazı , mutlaka okuyun derim.
Sevgiler
Tabloid Basının İçyüzü
Şu anda avukatlık yapan Jeffrey Scott Shapiro, eskiden magazin basınının en büyük isimlerinden Globe'da çalıştı. Oradan ayrıldıktan sonra Globe'un editörünü FBI'a ihbar etti ve adam hakkında açılan davada editöre karşı tanıklık etti. Bu yazı da, bir çok örneğini okuduğumuz, King Of Pop'un ani ölümü hakkında yazılan, 25 haziran 2009 yazılarına bir örnek…
TABLOİD HEDEF-MICHAEL JACKSON-25 Haziran 2009
Bu önemli zamanda, süpermarket tabloidlerin editörleri, şuna karar vermeye çalışıyorlar; MJ'ı kötü bir adam olarak mı yoksa bir kahraman olarak mı ölümsüzleştirecekler? The National Enquirer, dünyanın en çok basılan yayını olduğu için, tabloid basının MJ mirası üzerindeki etkisi devam edecektir. Yanlız bu karar vermeye çalışmanın kriteri, sadece en fazla satacak kopyanın içeriğini tahmin etmektir. Bunu biliyorum çünkü onlar için çalıştım.
Bir keresinde Globe'un editörüne şunu sordum;
-Biz kimse hakkında güzel bir şey söylemeyecek miyiz?
Cevabı şuydu;
-Tabii ki söyleriz, öldüklerinde.
Michael, hayatı boyunca kendisine işkence eden ''magazinden'', hiç değilse en sonunda biraz saygı görmeyi hakediyor fakat bunun bir garantisi yok.
Eski gazeteci meslektaşlarım hakkında kötümser seslerden nefret ediyorum. Ama elimde değil, bunlar beni John Denver'ın ölümü hakkında Aspen'e gönderildiğim zamanlara geri götüren bir deja vu yaşatıyor (John Denver Amerik'da ünlü bir şarkıcı, magazin basını onun bağımlılığıyla ilgili haberlere çok yer verirdi. Adam kendi kullandığı bir uçakla kaza yaptığında hakkında bir çok asılsız haber yapılmış ama sonuçta otopsisinde kazayı yaptığı anda herhangi bir madde kullanmadığı ortaya çıkmış. Bu yazıyı yazan kişi de haber yapması için kaza günü olayın olduğu Aspen'e gönderildiği günleri hatırlıyor). Editöre sordum;
-Ne olacak (John Denver haberi) iyi adam mı, kötü adam mı?
Editörün cevabı;
-Kötü adam. Adamın kızı şu an Aspen'e geliyor ve hikayeyi ön sayfaya aldığımızda o kızın ağlamasını, ağlamasını, ağlamasını istiyorum. Beni anladın mı?
Evet anlamıştım..
Aynı zamanda deja vu beni JonBenet Ramsey'in katili ile ilgili haber için Boulder'a gönderildiğim zamanlara götürüyor (bu da öldürülen küçük bir kız. Küçük kızın da katili yakalanmış, hakkında haberler yapılmış ama son günlerde aslında adamın suçsuz olduğuyla ilgili yeni deliller varmış).
Tabloid muhabiri olarak çalıştığım zamanlarda, daha önce hiç görmediğim sadistliklere tanık oldum. Çalıştığım gazeteciler, güçlerini ünlülerin ve başarılı insanların hayatlarına acı ve aşağılama uygulamak için kullanırken, inkar edilemez şekilde zevk alıyorlardı. Globe, John Denver olayından sonra beni, eski savcı Christopher Darden ve Farrah Fawcett hakkında yalan bir hikaye yazmam için üzerimde baskı kurarak LA'a göndermek istedi. Bunu saygıyla reddettim.
Tabloidin zehirli kaleminden muzdarip bir çok insan vardır ama Michael Jackson, ciddi psikolojik sorunları olan, şeytani bir sübyancı olarak lanse edilmesiyle, bu kişilerin arasında anıtsal bir yeri kazanıyor.
Michael Jackson yargılandığı hiç bir suçtan mahkum olmadı ama hiç bir gazeteci de onun mahkeme masraflarını karşılamadı tabii ki. Tabloid basının, kamuoyuna onun ününü zehirleyen yangını körükleyerek sunmasını haketmedi. Basının nadiren bahsettiği şeyler de şunlardı; Sayısız hayır işleri, madde bağımlılarının tedavisi için yaptığı milyonluk bağışlar, imkanları kısıtlı çocuklar için yaptığı iyilikler, genç afro-amerikalıların üniversiteye gitmesine yardımcı olmak, multi-milyon dolarlık yanık merkezi, 3. dünya ülkelerine finansal yardım amaçlı müzik yapmak....
Jackson ayrıca AIDS konusunda bilinçlenmede öncü oldu. Başkan Clinton'ın açılış galasında AIDS için federal yardım konusunu gündeme getirdi ve bu amaçla Afrik'ya gitti. Amerikan başkanlarından yaptığı hayır işleri sebebiyle ödüller aldı.
2005 yılında dava başladığında tüm basın onun suçlu olduğunu ima edecek haberler yaptı. Ancak dava ilerledikçe sözde mağdur ve annesinin güvenilirliği ortadan kalkmaya başladı. 1993'deki sözde mağdurun annesi de Jackson'ın yanlış birşey yapmadığını söyledi.
NY Times bir keresinde Michael için şöyle demişti; ''Pop müzikte bir MJ var, bir de diğerleri'' belki aynı şeyi, tabloid basının hedefi olmak konusunda da söylemek adil olur.
Tabloid basının söylediği korkunç şeyleri yapıp yapmadığını bilemeyeceğiz ama onun ömrü boyunca yaptığı kahramanca şeyleri bileceğiz ve bunlar tartışmasız gerçeklerdir.
Şu anda yanlızca umut edelim ki, tabloid basın biraz ahlaklı olsun ve spekülasyona karşı yanlızca gerçekleri vurgulasın. Gerçek bir gazetecinin yapabileceği şekilde. Michael Jackson hayatı boyunca birçok fedakarca şey yapmıştır ve bunlarla anılmayı hakediyor.
Bazı kararlar alınırken, daha çok satmanın ötesinde şeyler olmalıdır ve Michael Jackson tarihte hakettiği yerde olmalıdır. En sonunda ve ölümünde de iftiraya uğramadan....
Jeffrey Scott Shapiro-25 Haziran 2009
Sevgiler
Tabloid Basının İçyüzü
Şu anda avukatlık yapan Jeffrey Scott Shapiro, eskiden magazin basınının en büyük isimlerinden Globe'da çalıştı. Oradan ayrıldıktan sonra Globe'un editörünü FBI'a ihbar etti ve adam hakkında açılan davada editöre karşı tanıklık etti. Bu yazı da, bir çok örneğini okuduğumuz, King Of Pop'un ani ölümü hakkında yazılan, 25 haziran 2009 yazılarına bir örnek…
TABLOİD HEDEF-MICHAEL JACKSON-25 Haziran 2009
Bu önemli zamanda, süpermarket tabloidlerin editörleri, şuna karar vermeye çalışıyorlar; MJ'ı kötü bir adam olarak mı yoksa bir kahraman olarak mı ölümsüzleştirecekler? The National Enquirer, dünyanın en çok basılan yayını olduğu için, tabloid basının MJ mirası üzerindeki etkisi devam edecektir. Yanlız bu karar vermeye çalışmanın kriteri, sadece en fazla satacak kopyanın içeriğini tahmin etmektir. Bunu biliyorum çünkü onlar için çalıştım.
Bir keresinde Globe'un editörüne şunu sordum;
-Biz kimse hakkında güzel bir şey söylemeyecek miyiz?
Cevabı şuydu;
-Tabii ki söyleriz, öldüklerinde.
Michael, hayatı boyunca kendisine işkence eden ''magazinden'', hiç değilse en sonunda biraz saygı görmeyi hakediyor fakat bunun bir garantisi yok.
Eski gazeteci meslektaşlarım hakkında kötümser seslerden nefret ediyorum. Ama elimde değil, bunlar beni John Denver'ın ölümü hakkında Aspen'e gönderildiğim zamanlara geri götüren bir deja vu yaşatıyor (John Denver Amerik'da ünlü bir şarkıcı, magazin basını onun bağımlılığıyla ilgili haberlere çok yer verirdi. Adam kendi kullandığı bir uçakla kaza yaptığında hakkında bir çok asılsız haber yapılmış ama sonuçta otopsisinde kazayı yaptığı anda herhangi bir madde kullanmadığı ortaya çıkmış. Bu yazıyı yazan kişi de haber yapması için kaza günü olayın olduğu Aspen'e gönderildiği günleri hatırlıyor). Editöre sordum;
-Ne olacak (John Denver haberi) iyi adam mı, kötü adam mı?
Editörün cevabı;
-Kötü adam. Adamın kızı şu an Aspen'e geliyor ve hikayeyi ön sayfaya aldığımızda o kızın ağlamasını, ağlamasını, ağlamasını istiyorum. Beni anladın mı?
Evet anlamıştım..
Aynı zamanda deja vu beni JonBenet Ramsey'in katili ile ilgili haber için Boulder'a gönderildiğim zamanlara götürüyor (bu da öldürülen küçük bir kız. Küçük kızın da katili yakalanmış, hakkında haberler yapılmış ama son günlerde aslında adamın suçsuz olduğuyla ilgili yeni deliller varmış).
Tabloid muhabiri olarak çalıştığım zamanlarda, daha önce hiç görmediğim sadistliklere tanık oldum. Çalıştığım gazeteciler, güçlerini ünlülerin ve başarılı insanların hayatlarına acı ve aşağılama uygulamak için kullanırken, inkar edilemez şekilde zevk alıyorlardı. Globe, John Denver olayından sonra beni, eski savcı Christopher Darden ve Farrah Fawcett hakkında yalan bir hikaye yazmam için üzerimde baskı kurarak LA'a göndermek istedi. Bunu saygıyla reddettim.
Tabloidin zehirli kaleminden muzdarip bir çok insan vardır ama Michael Jackson, ciddi psikolojik sorunları olan, şeytani bir sübyancı olarak lanse edilmesiyle, bu kişilerin arasında anıtsal bir yeri kazanıyor.
Michael Jackson yargılandığı hiç bir suçtan mahkum olmadı ama hiç bir gazeteci de onun mahkeme masraflarını karşılamadı tabii ki. Tabloid basının, kamuoyuna onun ününü zehirleyen yangını körükleyerek sunmasını haketmedi. Basının nadiren bahsettiği şeyler de şunlardı; Sayısız hayır işleri, madde bağımlılarının tedavisi için yaptığı milyonluk bağışlar, imkanları kısıtlı çocuklar için yaptığı iyilikler, genç afro-amerikalıların üniversiteye gitmesine yardımcı olmak, multi-milyon dolarlık yanık merkezi, 3. dünya ülkelerine finansal yardım amaçlı müzik yapmak....
Jackson ayrıca AIDS konusunda bilinçlenmede öncü oldu. Başkan Clinton'ın açılış galasında AIDS için federal yardım konusunu gündeme getirdi ve bu amaçla Afrik'ya gitti. Amerikan başkanlarından yaptığı hayır işleri sebebiyle ödüller aldı.
2005 yılında dava başladığında tüm basın onun suçlu olduğunu ima edecek haberler yaptı. Ancak dava ilerledikçe sözde mağdur ve annesinin güvenilirliği ortadan kalkmaya başladı. 1993'deki sözde mağdurun annesi de Jackson'ın yanlış birşey yapmadığını söyledi.
NY Times bir keresinde Michael için şöyle demişti; ''Pop müzikte bir MJ var, bir de diğerleri'' belki aynı şeyi, tabloid basının hedefi olmak konusunda da söylemek adil olur.
Tabloid basının söylediği korkunç şeyleri yapıp yapmadığını bilemeyeceğiz ama onun ömrü boyunca yaptığı kahramanca şeyleri bileceğiz ve bunlar tartışmasız gerçeklerdir.
Şu anda yanlızca umut edelim ki, tabloid basın biraz ahlaklı olsun ve spekülasyona karşı yanlızca gerçekleri vurgulasın. Gerçek bir gazetecinin yapabileceği şekilde. Michael Jackson hayatı boyunca birçok fedakarca şey yapmıştır ve bunlarla anılmayı hakediyor.
Bazı kararlar alınırken, daha çok satmanın ötesinde şeyler olmalıdır ve Michael Jackson tarihte hakettiği yerde olmalıdır. En sonunda ve ölümünde de iftiraya uğramadan....
Jeffrey Scott Shapiro-25 Haziran 2009