- 17 May 2020, 22:22
#3754
Michael Jackson Gold Magazine Röportajı 2002
GG:Kendini en çok ne olarak
görüyorsun?Bir müzisyen mi ,sanatçı
mı yoksa girişimci mi?
MJ:Muhtemelen hepsi.Çünkü
eğlendirmeyi seviyorum ve her zaman
seveceğim.Ritmin kölesi olmayı
seviyorum.Dans etmek bir
orkestradaki sesi yorumlamak ve eşlik
etmek ile alakalı.Bir melodi
olursun,bass ya da ne duyarsan o
olursun ve bunu bedensel olarak
yaparısn.Ama ben buna fazla dahil
olmamaya çalışıyorum artık.Çünkü
pek çok iyi sanatçı geçmişte böyleydi ve yalnız,üzgün ve kırgın göçtüler.Her zaman kendime,asla öyle
olmayacağım,iş hayatını öğrenmek için elimden geleni yapacağım,kendimi destekleyeceğim ve parmaı
biriktireceğim diyorum.Yarın ne olacağını kim bilir ?Mali açıcan korunasın ki kendini
destekleyebilesin.
GG:Harika bir sanatçı olarak hatırlanmak ister miydin?
MJ:Filmleri ve sanatsal şeyleri seviyorum.Bu rollercoaster’ı yapan kiçi bir sanatçıdır.Neyi umduğunu
ve nereye inşa edeceğini bilir ve sana Aman Tanrım dedirtebilir.İşte bu şov yapmak ya da dans etmek
ile aynı şeydir.
GG: Dünyanın en tanınmış yıldızlarından biri olmak hiç yük oldu mu ?
MJ:Dünyada gerçekten gidip mahremiyetimi yaşayabileceğim bir yer yok.En çok inciten de özel
hayatınızın sizden alınması.Basitçe ifade etmek gerekirse,bir akvaryumda yaşıyor gibisin.Bazen kılık
değiştiriyorum.İnsanlar hepsini biliyor,bu çok zor,gerçekten çok zor...
GG:Ne tür kılık değiştiriyorsun?
MJ:Bol giysiler,tavşan diş,gözlükler,afro(burada bonus saçlardan bahsediyor
sanırım),protez,makyaj,her şey...Sadece seyiriclere katılmak ve bir şovu onların yaşadığı gibi
hissetmek için yapıyorum.
GG:Senin olduğunu anlıyorlar mı?
MJ:Bazen evet.Ama başlangıçta,hayır.Önce gözlerime bakmaya başlıyorlar,gözlükleri takıyorum.Bu
seferde gözlüklerin arkasına bakıyorlar.Kızlar çok akıllıdır,bilirsin.Bir erkeği bir kızdan daha kolay
kandırabilirsin.Kadınlar hemen kavrıyor,vücudunu nasıl hareket ettirdiğini,konuşma şeklini,el
hareketlerini biliyorlar.Onların “El hareketlerine bakın” ya da”Yürüşüne bakın” dediklerini
duyuyorum ve olamaz diyorum.
GG:Londra’da bir günlüğüne görünmez olabilsen ne yapardın ?
MJ:Hmm,kime vurmayı isterdim,bir düşüneyim (gülüşmeler)..Sanırım magazincilerden birini bulup
kıçına tekme atmak isterdim,moonwalk tarzı.Onları etrafta gezindikleri küçük motosikletlerle yere
sermek isterdim,gerçekten.Kameralarınıda kafalarında parçalardım.O kadar sinir bozucular ki.İnsanı
çılgına çeviriyorlar.onlardan kurtulamıyorsun.Gerçekten çok kötü.
GG:Profesyonel olarak en çok kimden ilham aldın ve kendini kiminle alakalı buluyorsun?
MJ:Muhtemelen Walt Disney.Çünkü küçükten yetişkin bir dünyada büyüdüm.Sahnede,gece
klüplerinde büyüdüm.7-8 yaşlarında gece klüplerindeydim.Striptizci kızın üstünü çıkardığını
gördüm.Kavgaların ortaya çıkmasını gördüm.İnsanların birbirlerinin üstüne bir şeyler atışını,bir pislik
gibi davrandıklarını gördüm.bugün bu yüzden klüplerden nefret ediyorum.Oraya gitmeyi
sevmiyorum.O yerlere çoktan gittim.O zaman yapamadıklarımı şimdi telafi etmeye çalışıyorum.Evime
geldiğinizde gezinti arabalarımı,sinema salonumu,hayvanlarımı görürsünüz.Hayvanları çok
severim,filleri,zürafaları,kaplan ve arıları ve tüm yılan türlerini.Küçükken sahip olamadığım ve
yapamadığım şeyleri şimdi yapıyorum.Noel,partiler ,okul yoktu bizim için.Konserlerimiz esnasında
özel dersler alıyorduk.Devlet okuluna gidemedim.Bunun için 2 hafta çabalamıştık ama işe
yaramadı.Çok zordu.Ünlü bir çocuk olarak büyümek gerçekten çok zordu.Kendimi Shirley Temple ile
alakalı buluyorum.Onunla San Francisco’da tanışıp masasına oturmuştum ve çok kötü ağlamıştım.”Ne
oldu Michael?” diye sordu ve ona onu çok sevdiğimi ve onun etrafında daha fazla olmaya ihtiyacım
olduğunu söyledim.”Sen bizlerden birisin değil mi?” dedi bende “Evet öyleyim”.dedim.Başka biri ona
ne demek istiyorsun diye sordu.O da “Michael ne demek istediğimi biliyor .”dedi. Bir çocuk yıldız
olarak o yollardan geçmek,şöhreti yetişkinlik ile değiştirmek çok zor.Çocukken yıldız olduğun zaman
insanla büyümeni istemiyorlar.Sonsuza kadar küçük kalmanı istiyorlar.
GG:Bize lunaparklara olan ilginden biraz daha bahseder misin?Orada en çok ilgini çeken nedir?
MJ:Ailelerin bir araya gelip eğlenmesini görmeyi seviyorum.Bu onları gerçekten birbirlerine
yaklaştırıyor.Eğlence için,aynı zamanda da bir şeyler öğrenmek için gidiyorum.
GG:Las Vegas’a lunapark yaptırmakla ilgili projelerin olduğunu duydum?
MJ:Las Vegas için pek çok projem vardı.Çünkü biz küçükken oraya gittiğimizde çocuklar gazinoya
giremezdi.otel odasında tıkılıp kalırdık ve gidip eğleneceğimiz bir yer yoktu.O zamanlar sadece Circus
Circus diye bir yer vardı.Palyaço ve şempanzeler falan vardı.Büyüdüğüm zamanda pek çok
performans sergiledik Vegas’ta.Sonra düşündüm ve burada çocuklar için bir şeyleri olmaması
gercekten haksızlık dedim.Ve neler yapabilirim diye düşündüm.Şimdi orası aile temalı tatil yerlerinin
kralı gibi,gercekten öyle.
GG:Fred Astaire ile arkadaş mıydın?
MJ:Evet o bizim komşumuzdu.Motosikletimle gezerken onu her gün görürdüm.Bana küçükken her
zaman “ Sen büyük bir sanatçı olacaksın.”derdi.İnanılmaz bir şarkıcı ve dansçı olduğumu söylerdi
hep.Bana sen en iyisisin derdi,bende ona hayır en iyisi sensin derdim.Motown’da ilk kez moonwalk
yaptığım zaman beni aradığını hatırlıyorum.Telefonda delicesine çığlık atıyordu.Gördüğü en
muhteşem performans olduğunu söylemişti.Ben “Oh,yapma” derken o “Hepsine günün
gösterdin,harika bir dansçısın” dedi.Bu performansım için Emmy ödüllerine aday gösterilip
alamamıştım ama artık önemi yoktu ,benim için en iyi ödül Fred Astaire’nin performansımı
beğendiğini söylemesiydi.
GG:En sevdiğin insanlar kimler ?
MJ:İnsalığa ve dünyaya ışık saçan,mutluluk veren,katkıda bulunan insanları gerçekten seviyorum.Walt
Disney, Ghandi,Edison ve Martin Luther King gibi.Bu insanlar çocukların hayatlarını gerçekten
önemsediler,aileleri ve sevgiyi bir araya getirdiler.Benim şarkılarım ve müziğimle yapmaya
çalıştığımda bu işte.Konserimden birine gidersen,200.000 insanın ellerinde mumlarla sallanıp “Biz
dünyayı iyileştirmek istiyoruz” ve “Seni seviyoruz” dediğini göreceksin.Ben bunları Rusya’dan
Almanya’ya,Polonya’dan Afrika’ya ve Ameriaka’ya kadar gördüm.Hepimiz aynıyız.Aynı yerde
ağlayıp aynı yerde sinirleniyor ,aynı yerde acıma duygusunu tadıyoruz.
GG:Biriyle çalışmak istesen,sağ ya da ölü,bu kim olurdu?
MJ:Biriyle çalışmak istesem o çok sevdiğim Charlie Chaplin olurdu. Laurence Oliver’da bir
dahiydi.Bu ikisi olurdu sanırım.Bir de kral,Brando.
GG: Men In Black II’de rol aldın,çalışmak eğlenceli miydi?
MJ:Bu filmde rol almak eğlenceliydi çünkü kendimi yeni birisi olarak tanıttım.
GG:Zaten Thriller videosunda görsel sanatlarla çok ilgilendiğin belliydi.
MJ:Yaptığım her şeyde yöneten ben ya da başkası olsun,her zaman öne sürdüğümüz fikirleri tekrar
gözden geçirip bir araya getiriyoruz.Ghosts’a bakarsan ,Michael Jackson ve Stephen King tarafından
tekrar ele alınmıştır yazar.Stephen ve ben bunu telefonda yazdık,gerçekten çok sevimli birisi,o
harikadır.Ghosts’u birlikte telefonda konuşarak yazmıştık.
GG:Sinema dünyasında en çok imrendiğin kişi kim,ve neden ?
MJ: Robert De Niro’yu çok severim.Bence o çok yönlü bir aktor.O bir komediyenden,rahibe,psikopat
bir katilden çekici bir amcaya kadar her rolü oynayabilir.
GG:Senin için ideal bayan bir başrol oyuncu kim olabilirdi?Ve neden?
MJ:Kadın oyuncu ? (gülüşmeler)Sen ve ben bir film yapabiliriz. ( :D )
GG:Aya gidip moonwalk yapacağın ile ilgili söylentiler var,bu doğru mu?
MJ: (gülüşmeler)Bunda biraz gerçeklik payı var.Söylenti değil.Sadece bunu söyleyeyim. ( :D)
GG:Paul McCartney’e Beatles kayıtları için teklif vermişsin.Neden bu kadar özel senin için?
MJ:Hayır,bunun için teklfi vermedim.Satışa çıkarılmıştı ben beğendim ve aldım.Herhangi bir sanat
eserinin parçasını almak gibi...
GG:Bize çocuklara yardım etmekteki tutkundan biraz bahseder misin?Hangi organizasyonları
desteklemektesin?
MJ:Heal the World adında kendi yarattığım bir yardım kuruluşu var.Ne zaman bir konser ya da buna
dair bir şey yapsam,aldığım parayı bu derneğe bağışlıyorum.Biliyorsun birsürü hasta,öksüz,karaciğere
veya akciğere ihtiyacı olan çocuk var.Bunların ameliyat masraflarını karşılıyoruz. Konser yaptığım
kadar, öksüzleri ve hastaneleri ziyaret ediyorum.Onlara kutular dolusu oyuncak,Michael Jackson
posterleri ve pek çok araç gereç hediye ediyoruz.Çok seviyorlar.
GG:Hiç film çevirmek istemişmiydin?Ailende bu kadar başarılı müzisyenler olmasaydı,buna adım atar
mıydın?
MJ:Her zaman film yapmak istedim,ama konserlerim araya girdi.
GG:Ne tür bir film yapmak istiyorsun?
MJ:İnsanların hiç görmediği hareket ve danslarla ilgili fikirlerim var.Onlara sürpriz yapmak için
sabırsızlanıyorum.Bir film şirkeyi kurmak için can atıyorum.Çok heyecanlıyım,Neverland resimleri ile
yaptığımızda bu,temiz bir mazi ,oyun ve heykel yaratmak.
GG:Peki nasıl hatırlanmak isterdin?
MJ:Dünyaya ışık getiren biri olarak ve aynı zamanda sessiz çocukları sesi olarak.Onları seviyorum.
GG:Baba olmaktan memnun musun?
MJ:En sevdiğim şey!Bayılıyorum.Çok seviyorum....
GG:Geçen gün kızın uyurken onu yerden kaldırdığını gördüm.Onu yerden kaldırdın ve yüzünde
gerçekten bir mutluluk vardı.
MJ:Oh,onları seviyorum.Jacksonların birüsür çocukları vardır.Pek çok yeğenim var.Birsürü!
GG:Aile adamı mısın peki?Ailenle en çok ne yapmak hoşuna gidiyor?
MJ:Şahsi ailem mi?Çocuklarım mı?Biz beraber oturup konuşmayı çok seviyoruz.Evimde her gün
yürüyüşe çıkıyorum.Gölün kenarına oturup içine taş atıp konuşuyoruz..
GG:Birisinin en derinden hissedeceği sevgi biçimi nedir sence?Ve sen bunu hissedebildin mi?
MJ:Wov,bence bu bir görüş meselesi.İlginç bir soru..(soruyu kendi kendine birkaç kez
tekrarlar).Çocuklarımı çok seviyorum ve bunu her zaman onların gözlerine bakarak söylüyorum
.Bence en önemlisi bu.
Çeviri; Crowley
www.mjturkfan.com
GG:Kendini en çok ne olarak
görüyorsun?Bir müzisyen mi ,sanatçı
mı yoksa girişimci mi?
MJ:Muhtemelen hepsi.Çünkü
eğlendirmeyi seviyorum ve her zaman
seveceğim.Ritmin kölesi olmayı
seviyorum.Dans etmek bir
orkestradaki sesi yorumlamak ve eşlik
etmek ile alakalı.Bir melodi
olursun,bass ya da ne duyarsan o
olursun ve bunu bedensel olarak
yaparısn.Ama ben buna fazla dahil
olmamaya çalışıyorum artık.Çünkü
pek çok iyi sanatçı geçmişte böyleydi ve yalnız,üzgün ve kırgın göçtüler.Her zaman kendime,asla öyle
olmayacağım,iş hayatını öğrenmek için elimden geleni yapacağım,kendimi destekleyeceğim ve parmaı
biriktireceğim diyorum.Yarın ne olacağını kim bilir ?Mali açıcan korunasın ki kendini
destekleyebilesin.
GG:Harika bir sanatçı olarak hatırlanmak ister miydin?
MJ:Filmleri ve sanatsal şeyleri seviyorum.Bu rollercoaster’ı yapan kiçi bir sanatçıdır.Neyi umduğunu
ve nereye inşa edeceğini bilir ve sana Aman Tanrım dedirtebilir.İşte bu şov yapmak ya da dans etmek
ile aynı şeydir.
GG: Dünyanın en tanınmış yıldızlarından biri olmak hiç yük oldu mu ?
MJ:Dünyada gerçekten gidip mahremiyetimi yaşayabileceğim bir yer yok.En çok inciten de özel
hayatınızın sizden alınması.Basitçe ifade etmek gerekirse,bir akvaryumda yaşıyor gibisin.Bazen kılık
değiştiriyorum.İnsanlar hepsini biliyor,bu çok zor,gerçekten çok zor...
GG:Ne tür kılık değiştiriyorsun?
MJ:Bol giysiler,tavşan diş,gözlükler,afro(burada bonus saçlardan bahsediyor
sanırım),protez,makyaj,her şey...Sadece seyiriclere katılmak ve bir şovu onların yaşadığı gibi
hissetmek için yapıyorum.
GG:Senin olduğunu anlıyorlar mı?
MJ:Bazen evet.Ama başlangıçta,hayır.Önce gözlerime bakmaya başlıyorlar,gözlükleri takıyorum.Bu
seferde gözlüklerin arkasına bakıyorlar.Kızlar çok akıllıdır,bilirsin.Bir erkeği bir kızdan daha kolay
kandırabilirsin.Kadınlar hemen kavrıyor,vücudunu nasıl hareket ettirdiğini,konuşma şeklini,el
hareketlerini biliyorlar.Onların “El hareketlerine bakın” ya da”Yürüşüne bakın” dediklerini
duyuyorum ve olamaz diyorum.
GG:Londra’da bir günlüğüne görünmez olabilsen ne yapardın ?
MJ:Hmm,kime vurmayı isterdim,bir düşüneyim (gülüşmeler)..Sanırım magazincilerden birini bulup
kıçına tekme atmak isterdim,moonwalk tarzı.Onları etrafta gezindikleri küçük motosikletlerle yere
sermek isterdim,gerçekten.Kameralarınıda kafalarında parçalardım.O kadar sinir bozucular ki.İnsanı
çılgına çeviriyorlar.onlardan kurtulamıyorsun.Gerçekten çok kötü.
GG:Profesyonel olarak en çok kimden ilham aldın ve kendini kiminle alakalı buluyorsun?
MJ:Muhtemelen Walt Disney.Çünkü küçükten yetişkin bir dünyada büyüdüm.Sahnede,gece
klüplerinde büyüdüm.7-8 yaşlarında gece klüplerindeydim.Striptizci kızın üstünü çıkardığını
gördüm.Kavgaların ortaya çıkmasını gördüm.İnsanların birbirlerinin üstüne bir şeyler atışını,bir pislik
gibi davrandıklarını gördüm.bugün bu yüzden klüplerden nefret ediyorum.Oraya gitmeyi
sevmiyorum.O yerlere çoktan gittim.O zaman yapamadıklarımı şimdi telafi etmeye çalışıyorum.Evime
geldiğinizde gezinti arabalarımı,sinema salonumu,hayvanlarımı görürsünüz.Hayvanları çok
severim,filleri,zürafaları,kaplan ve arıları ve tüm yılan türlerini.Küçükken sahip olamadığım ve
yapamadığım şeyleri şimdi yapıyorum.Noel,partiler ,okul yoktu bizim için.Konserlerimiz esnasında
özel dersler alıyorduk.Devlet okuluna gidemedim.Bunun için 2 hafta çabalamıştık ama işe
yaramadı.Çok zordu.Ünlü bir çocuk olarak büyümek gerçekten çok zordu.Kendimi Shirley Temple ile
alakalı buluyorum.Onunla San Francisco’da tanışıp masasına oturmuştum ve çok kötü ağlamıştım.”Ne
oldu Michael?” diye sordu ve ona onu çok sevdiğimi ve onun etrafında daha fazla olmaya ihtiyacım
olduğunu söyledim.”Sen bizlerden birisin değil mi?” dedi bende “Evet öyleyim”.dedim.Başka biri ona
ne demek istiyorsun diye sordu.O da “Michael ne demek istediğimi biliyor .”dedi. Bir çocuk yıldız
olarak o yollardan geçmek,şöhreti yetişkinlik ile değiştirmek çok zor.Çocukken yıldız olduğun zaman
insanla büyümeni istemiyorlar.Sonsuza kadar küçük kalmanı istiyorlar.
GG:Bize lunaparklara olan ilginden biraz daha bahseder misin?Orada en çok ilgini çeken nedir?
MJ:Ailelerin bir araya gelip eğlenmesini görmeyi seviyorum.Bu onları gerçekten birbirlerine
yaklaştırıyor.Eğlence için,aynı zamanda da bir şeyler öğrenmek için gidiyorum.
GG:Las Vegas’a lunapark yaptırmakla ilgili projelerin olduğunu duydum?
MJ:Las Vegas için pek çok projem vardı.Çünkü biz küçükken oraya gittiğimizde çocuklar gazinoya
giremezdi.otel odasında tıkılıp kalırdık ve gidip eğleneceğimiz bir yer yoktu.O zamanlar sadece Circus
Circus diye bir yer vardı.Palyaço ve şempanzeler falan vardı.Büyüdüğüm zamanda pek çok
performans sergiledik Vegas’ta.Sonra düşündüm ve burada çocuklar için bir şeyleri olmaması
gercekten haksızlık dedim.Ve neler yapabilirim diye düşündüm.Şimdi orası aile temalı tatil yerlerinin
kralı gibi,gercekten öyle.
GG:Fred Astaire ile arkadaş mıydın?
MJ:Evet o bizim komşumuzdu.Motosikletimle gezerken onu her gün görürdüm.Bana küçükken her
zaman “ Sen büyük bir sanatçı olacaksın.”derdi.İnanılmaz bir şarkıcı ve dansçı olduğumu söylerdi
hep.Bana sen en iyisisin derdi,bende ona hayır en iyisi sensin derdim.Motown’da ilk kez moonwalk
yaptığım zaman beni aradığını hatırlıyorum.Telefonda delicesine çığlık atıyordu.Gördüğü en
muhteşem performans olduğunu söylemişti.Ben “Oh,yapma” derken o “Hepsine günün
gösterdin,harika bir dansçısın” dedi.Bu performansım için Emmy ödüllerine aday gösterilip
alamamıştım ama artık önemi yoktu ,benim için en iyi ödül Fred Astaire’nin performansımı
beğendiğini söylemesiydi.
GG:En sevdiğin insanlar kimler ?
MJ:İnsalığa ve dünyaya ışık saçan,mutluluk veren,katkıda bulunan insanları gerçekten seviyorum.Walt
Disney, Ghandi,Edison ve Martin Luther King gibi.Bu insanlar çocukların hayatlarını gerçekten
önemsediler,aileleri ve sevgiyi bir araya getirdiler.Benim şarkılarım ve müziğimle yapmaya
çalıştığımda bu işte.Konserimden birine gidersen,200.000 insanın ellerinde mumlarla sallanıp “Biz
dünyayı iyileştirmek istiyoruz” ve “Seni seviyoruz” dediğini göreceksin.Ben bunları Rusya’dan
Almanya’ya,Polonya’dan Afrika’ya ve Ameriaka’ya kadar gördüm.Hepimiz aynıyız.Aynı yerde
ağlayıp aynı yerde sinirleniyor ,aynı yerde acıma duygusunu tadıyoruz.
GG:Biriyle çalışmak istesen,sağ ya da ölü,bu kim olurdu?
MJ:Biriyle çalışmak istesem o çok sevdiğim Charlie Chaplin olurdu. Laurence Oliver’da bir
dahiydi.Bu ikisi olurdu sanırım.Bir de kral,Brando.
GG: Men In Black II’de rol aldın,çalışmak eğlenceli miydi?
MJ:Bu filmde rol almak eğlenceliydi çünkü kendimi yeni birisi olarak tanıttım.
GG:Zaten Thriller videosunda görsel sanatlarla çok ilgilendiğin belliydi.
MJ:Yaptığım her şeyde yöneten ben ya da başkası olsun,her zaman öne sürdüğümüz fikirleri tekrar
gözden geçirip bir araya getiriyoruz.Ghosts’a bakarsan ,Michael Jackson ve Stephen King tarafından
tekrar ele alınmıştır yazar.Stephen ve ben bunu telefonda yazdık,gerçekten çok sevimli birisi,o
harikadır.Ghosts’u birlikte telefonda konuşarak yazmıştık.
GG:Sinema dünyasında en çok imrendiğin kişi kim,ve neden ?
MJ: Robert De Niro’yu çok severim.Bence o çok yönlü bir aktor.O bir komediyenden,rahibe,psikopat
bir katilden çekici bir amcaya kadar her rolü oynayabilir.
GG:Senin için ideal bayan bir başrol oyuncu kim olabilirdi?Ve neden?
MJ:Kadın oyuncu ? (gülüşmeler)Sen ve ben bir film yapabiliriz. ( :D )
GG:Aya gidip moonwalk yapacağın ile ilgili söylentiler var,bu doğru mu?
MJ: (gülüşmeler)Bunda biraz gerçeklik payı var.Söylenti değil.Sadece bunu söyleyeyim. ( :D)
GG:Paul McCartney’e Beatles kayıtları için teklif vermişsin.Neden bu kadar özel senin için?
MJ:Hayır,bunun için teklfi vermedim.Satışa çıkarılmıştı ben beğendim ve aldım.Herhangi bir sanat
eserinin parçasını almak gibi...
GG:Bize çocuklara yardım etmekteki tutkundan biraz bahseder misin?Hangi organizasyonları
desteklemektesin?
MJ:Heal the World adında kendi yarattığım bir yardım kuruluşu var.Ne zaman bir konser ya da buna
dair bir şey yapsam,aldığım parayı bu derneğe bağışlıyorum.Biliyorsun birsürü hasta,öksüz,karaciğere
veya akciğere ihtiyacı olan çocuk var.Bunların ameliyat masraflarını karşılıyoruz. Konser yaptığım
kadar, öksüzleri ve hastaneleri ziyaret ediyorum.Onlara kutular dolusu oyuncak,Michael Jackson
posterleri ve pek çok araç gereç hediye ediyoruz.Çok seviyorlar.
GG:Hiç film çevirmek istemişmiydin?Ailende bu kadar başarılı müzisyenler olmasaydı,buna adım atar
mıydın?
MJ:Her zaman film yapmak istedim,ama konserlerim araya girdi.
GG:Ne tür bir film yapmak istiyorsun?
MJ:İnsanların hiç görmediği hareket ve danslarla ilgili fikirlerim var.Onlara sürpriz yapmak için
sabırsızlanıyorum.Bir film şirkeyi kurmak için can atıyorum.Çok heyecanlıyım,Neverland resimleri ile
yaptığımızda bu,temiz bir mazi ,oyun ve heykel yaratmak.
GG:Peki nasıl hatırlanmak isterdin?
MJ:Dünyaya ışık getiren biri olarak ve aynı zamanda sessiz çocukları sesi olarak.Onları seviyorum.
GG:Baba olmaktan memnun musun?
MJ:En sevdiğim şey!Bayılıyorum.Çok seviyorum....
GG:Geçen gün kızın uyurken onu yerden kaldırdığını gördüm.Onu yerden kaldırdın ve yüzünde
gerçekten bir mutluluk vardı.
MJ:Oh,onları seviyorum.Jacksonların birüsür çocukları vardır.Pek çok yeğenim var.Birsürü!
GG:Aile adamı mısın peki?Ailenle en çok ne yapmak hoşuna gidiyor?
MJ:Şahsi ailem mi?Çocuklarım mı?Biz beraber oturup konuşmayı çok seviyoruz.Evimde her gün
yürüyüşe çıkıyorum.Gölün kenarına oturup içine taş atıp konuşuyoruz..
GG:Birisinin en derinden hissedeceği sevgi biçimi nedir sence?Ve sen bunu hissedebildin mi?
MJ:Wov,bence bu bir görüş meselesi.İlginç bir soru..(soruyu kendi kendine birkaç kez
tekrarlar).Çocuklarımı çok seviyorum ve bunu her zaman onların gözlerine bakarak söylüyorum
.Bence en önemlisi bu.
Çeviri; Crowley
www.mjturkfan.com
